Karşılaşılan sorunlar, yaşam ve toplumda yer edinme mücadelesi

Evet arkadaşlar romantik aseksüel erkek bir birey olarak şunu söylemeliyim ki: Hayat yeterince zor değilmiş gibi çevremizdeki insanlar kısacası toplum sebebiyle ister istemez baskı altına giriyoruz.Bu baskı genelde cinsellik keşfi ve merakın zirve yaptığı lise çağlarında başlayıp,üniversite iş ortamı derken hayat boyunca karşı karşıya kalınan bir durum oluyor. Üstelik en önemli faktörlerden biri olan “aile” yi de unutmamak lazım.Tek başımıza bir birey olarak belli bir yerlere gelme çabamız, meslek edinme ,iş sahibi olup kendi ayaklarımız üzerinde durabilme kaygısı  yeterince stresli değilmiş gibi üzerine bir de aseksüel olmanın verdiği kaygı ekleniyor.Bunu biz istemesek de zorla ekletiyorlar. Hatta yeri geliyor toplumda yer edinme kaygısı ve  özellikle aile beklentilerini düşündükçe kendi içimizde yaşadığımız aseksüellik ; kaygıların en baş köşesine geçip bir sanki problemmiş,hastalıkmış gibi bizi derin düşüncelere itiyor.Aslında durumun gayet farkındayız bir bir hastalık değil ve tabii ki problem de değil. Aksine diğer insanlar gibi insan ilişkilerimizi seksüel çıkarlar temelinde yapmıyoruz.Dünyada bıraktığımız ayak izimiz  en yalın halimiz oluyor.Ama bunu ailemize ve çevremizdeki insanlara anlatmıyor/anlatamıyoruz.İşin özünde kimseye açıklama yapmak zorunda da değiliz bu bizim kendi iç dünyamızda yaşadığımız özelimiz.Romantik aseksüeller olarak  birini sevebiliriz birine kör kütük aşık da olabiliriz.Ama bu onunla seks yapmak istiyoruz anlamına gelmiyor.Mesela deliler gibi eğlenip gezip tozup tatillere çıkabiliriz el ele dolaşıp güzel bir anda bütün içtenliğimizle karşıdaki kişiye sarılabiliriz.Bir birimizin en iyi ve en kötü zamanlarında her daim destek olabiliriz.Hatta birlikte bir ömrü paylaşmaya karar veririz.Ve bunların hiçbirini cinsel beklentiyle açlıkla değil, içimizden geldiği için karşıdaki insana verdiğimiz sevgi ve değer için yaparız.Ama başka bir gerçek de şu ki seksüel insanlar kadar şanslı değiliz.Sayılarımız oldukça az ve kendi içimizde de çeşitlilik gösteriyoruz bu yüzden kendimiz için doğru kişiyi bulup sevebilmek bu saydıklarımı yapabilme şansımız oldukça düşüyor. Aromantik aseksüellerden bizi ayıran bu durum bizler için daha zor olabiliyor.İnsan bu kadar çıkmazların ve düşüncelerin içinde boğulurken bir umutla yaşamaya devam ediyor.

 

 

 

 

Yorumlar

alpr

Suan yazdıklarınızı okurken neredeyse ağlayacaktım yıllardır düşündüğüm şeyleri resmen yazıya dökmüş gibisiniz insan bazen böyle düşündüğü şeyleri konuşabilecekleri birileri olsun istiyor bir asexsüel olarak kendimle ilgili konuşabileğim kimse çevremde yok ve bu yazınları okumak bana çok mutluluk verdi 😂 keşke sizinle buluşup bu konular ve yaşadıklarımızı konuşabileceğimiz bir buluşma yapabilseydik !

starkoglu

İnsanı zaten kafasında boğuştuğu düşünceler boğuyor bitiriyor.Ben de size ve söylediklerinize katılıyorum ve bizim gibi olan aseksüellerin genel olarak böyle düşündüğü kanaatindeyim.Ama tabii ki insandan insana farklılık gösterir farklı düşünen romantik aseksüeller de olabilir saygılar

anica

Ben romantik bir aseksüel olma konusuna değinmek istiyorum. Gerçekten bizim için ‘doğru kişi’ yi bulmak o kadar zor ki. İnsan o an bir ilişki isteği içinde olmasa bile içinde hep “gelecekte ne olacak, hep böyle yalnız mı olacağım?” düşüncesi oluyor. Ki eğer romantik bir ilişki istediğinizi fark ederseniz durum iyice zorlayıcı hale geliyor. Sürekli kafanızın içinde düşüncelerle boğuşuyorsunuz, umutsuz bir insan haline geliyorsunuz. Birde bunun üstüne başlı başına aseksüel olmanın getirdiği zorluklar, toplumdan soyutlanma, anlaşılmamak…
(Not: tabii ki benim gibi düşünmeyen romantik aseksüeller olabilir, bunlar sadece benim yaşadıklarımdan yola çıkarak yazdıklarım.)

Açelya

En çok canımı sıkan nokta “Sen nasıl cinsel istek duymuyorsun,böyle bir sey mümkün gelmiyor “tepkisi…Yani ben sizin seks düşkünlüğünüz nasil bu kadar fazla diyor muyum…Artık o kadar kendilerini buna adamış kendilerini o kadar basitlestirmisler ki cinselliğin olmama ihtimaline dayanamıyorlar,bize inanmiyorlar.

starkoglu

“Gerçekten arzuladığın birine denk gelmemişsindir.” “Kötü bir cinsel deneyim yaşamış olabilirsin.” “Doktora gitmelisin hormonlarında sorun olabilir.” “Hemcinslerine mi ilgi duyuyorsun yoksa?” “Bunu bir psikologla görüşmeye ne dersin?” “Bu bir hastalık ve tedavisini araştırıp acilen tedavi olman gerek” okuduğum ve araştırdığım da insanların tepkileri hep bu yönde. Aseksüellere karşı bir ön yargı ve kendilerine benzetme çabası içindeler.Kendin gibi olanı benimse farklı olanı ya kendine benzet ya da dışla sistemin çarkı böyle dönüyor onların gözünde.Ben dile getirmiyorum insanlarla bu konuyu paylaşmıyorum çünkü biliyorum ki beni yargılayıp kefeye koyacaklar.Bana faydalarından çok zararları olacak en iyisi mi susmak.Sadece çok “yakınım” olan bir arkadaşa üstün körü bu durumdan bahsettiğimde; bunun geçici bir süreç,dönem olabileceğini doğru kişinin karşıma çıkması durumunda her şeyin düzelebileceğinden bahsetti.Yani sizin de dediğiniz gibi bu durumun olabilme ihtimali üzerinde bile durulmuyor.İnanmak istenmiyor.İnsan düşünmekten yoruluyor.Kimseye açıklama yapmak istemiyorum.Bu benim özelim ama benim özelime saygı duyulmadığı İçin konuşmak istemiyorum zaten.İnsanların ne kadar acımasız olduklarını gördükten sonra zaten elin kolun bağlanıyor.Kendi iç dünyanda yaşamaya başlıyorsun.
Birini karşılıksız sevebilmenin ne demek olduğunu,hatta sevginin ne demek olduğunu bilmeyen,çıkar odaklı yaşayan insanların arasında “anlaşılmaz”,”garip”,ya da “hastalıklı” olarak kategorilendiriliyoruz.Üstüne yetmiyor bundan daha ağır kategorilere de giriyoruz.O kadar benciller ki sosyal hayata ya da kişi psikolojisine ne denli zarar verebileceklerini düşünmeden sadece yaşamak İçin yaşayıp, konuşmuş olmak İçin konuşuyorlar.

drmthy

Genelde eşcinsel olduğunu gizlemek için kullanılan bir bahane gibi görülür arkadaş çevresinde.

starkoglu

insanların kafasında “kişi illaki bir cinsel münasebet yaşamak zorunda.Cinsellik olmadan yaşanması imkansız ” fikri zikir halinde olmasından kaynaklanan bir durum.En azından benim bakış açım bu.Nedendir bilinmez seks bir güç gösterisidir.onlar gibi değilsen ön yargılarıyla kişiyi bel altı vurup,aşağılayıp ezerek ona kendi gücünü göstermeye yeltenirler. Ve kendi egosunu tatmin etmenin verdiği iştahla bu yaftayı yapıştırmayı seçebilir.Bilgisiz,eğitimsiz ve öğrenmeye kapalı insanların genelde yargıları bu şekilde olabiliyor.Cahil birine ve söylemlerine maruz kalmak, zor içinden çıkılmaz bir durum.Hatta dünyanın en berbat sorunlarından birisi; cahil insanlar ve onların orantısız cahil cesaretleri

oyku

Anlatma cesareti bulsakta anlaşılamıyoruz artık. Çünkü toplum olarak çoğunlukla bencil ve anlamaktan ziyade anlaşılmaya odaklı bireyleriz. Çoğunluğun beklentisi bu yönde olunca kimse birbirini anlayamıyor, hatta anlamak bile istemiyor. Birini anlamaya çalıştığında adın çok düşünüyorsuna çıkıyor. İnsanların çoğu diğerlerinin ne hissettiğini ne yaşadıklarını düşünmüyorlar, düşünmeyi tercihte etmiyorlar. Hayatımda hisler yaşanılanlar üzerine kiminle konuşmak istesem bu noktaya geldim, ve çok düşündüğüm için suçlu olduğuma kanaat getirildi. Aslında sadece demiseksüelliğin yanı sıra empatım ve hayatımda insan ilişkilerim hiçte kolay olmadı. Tahmın edebılecegınız gıbı bununda benım sorunum ınsanlarla gecımsız olusuma bagladılar. Özetle malesef bitmez bu dünyanında ülkeninde ötekileştirme, kendi gibi olmayanı “anormal” olarak etiketleme hevesi..

starkoglu

İnsanoğlu bazen kafasını yoran düşünceleri birileri ile paylaşmak istiyor. Anlattığında da saygı duyulup,fikirlerin çözüm odaklı yapıcı bir diyalogla paylaşılması umarken her şey daha berbat oluyor.Malesef ataerkil bir toplumda bu tarz şeyleri konuşup paylaşmak cesaret gerektiriyor.Alabileceğin tepkileri kestiremiyorsun onlara göre hastalıklı ,güçsüz,zayıf ,iktidarsız, ibne (evet bu hakaret olarak kullanılıyor ne yazık ki) ,yoksunluk çeken,psikolojik rahatsızlıkları olan bireyler oluyoruz.Ve bizim için önemli olan bu durum onlar İçin alay ve dedikodu malzemesi olabiliyor ki eminim böyle olduğuna. Tepkilerden,bakışlardan,kişilerin topluma ayak uydurup yaşadığı hayata göre bizim açıklamalarımız sansasyonel ve güzel dedikodu malzemeleri oluyor.Bizim fikirlerimiz, insan olup bir itibara ve duygulara sahip olduğumuzu çok güzel unutuyorlar.İnsanlar bencil acımasız ve ön yargılı olunca ne tür bir yaratığa dönüyorlar keşke bir görebilseler.Bize farkında olarak ya da değil,psikolojik olarak verdikleri zararı düşündükçe sinirden yumruk ısırtıyorlar.”Ben bir insanım.Ben bir bireyim bana neden saygı duymuyorsunuz?” Dedirtiyorlar.En iyisi kimseye hiçbir şey anlatmamak anlatsan da anlamıyorlar zaten.Sadece dışlanmak,yargılanmak alay konusu olmak bizim payımıza düşen bunu anladım.

Bir cevap yazın